DEVAMI;
Pekala; sevmediklerinizden değil neleri sevdiğinizden bahsedin.
Eren: Çok şey severim... Imm... evet, evet; çok fazla şey severim. Ama enginar da sevmem. Yaa ben bakla bamya mı dedim, ben bakla da sevmem. Bamya da sevmem sevmem.
Yasemin: Eren sevdiklerini söyle, sevdiklerini… (gülüşmeler)
Eren: Patlıcan da sevmem, enginar da sevmem. (gülüşmeler)
Gülçin her şeyi seviyor galiba? Bir tek et mi yemiyordun?
Gülçin: Yaa et yerken çok seçiyorum, illa paketli olması lazım. Köfte yiyorum daha çok. En çok yiyebildiğim bir ekmek ve bir çeyrek kokoreç...
Bu dediğini bir kere yaptım de lütfen...
Gülçin: İki kere yaptım. (gülüşmeler) Ondan sonra... diğer sorular neydi?
Yemek yaptın mı hiç?
H.G: Yapıyor çok güzel…
Gülçin: Yemek yapıyorum... sebzeli tavuk yapıyorum mesela. Ama her zaman tutmuyor tabi. Bir de şey, pasta tipi şeyler, şekerli şeyleri yapmayı seviyorum. Ama yaptığım şeyi bir kez daha yapmamaya karar verdim mi hiçbir zaman ilk yaptığım gibi güzel olmuyor. Her seferinde farklı oluyor. Böyle işte… Kerevizi seviyorum, zeytinyağlı sebze yemeklerini de çok severim
Peki ya sen Cemre?
Cemre: Ben yemek yapamıyorum. Hiçbir şekilde yapamıyorum ama. Yemek ayırt etmiyorum ama özellikle portakaldan uzak dururum… Parfümünü bile sıkmam yani, o kadar o derece... hiçbir şeyini sevmiyorum. Sevdiğim yemekler ise, enginar seviyorum mesela... Mc Donald’sın her türlü şeyini yiyebilirim örneğin... her mönüsünü, her büyüklükte hiç fark etmez.
Jumbo mönü yiyebiliyor musun mesela?
Cemre: Yiyebiliyorum tabi ki! Sınır tanımıyorum yani o konuda...
Gülçin: Cemre hepsini yiyor evet... ben de yiyorum. Sonra da bir daha yemeyeceğim diyorum ama nafile. Her seferinde aynı oluyor.
Cemre: Yemek seçmem aslında... Gerçekten açsam ve yemek yemek istiyorsam, grupta en çok ben yemek yiyorum. Gerçekten durmuyorum. Bazen diyorum bu yemekler nereme gidiyor diye... kilo da almıyorum.
Pekala; herkese soruyorum şimdi... kısa kısa cevaplar olabilir. Dışarı çıkar mısınız eğlenmek için? Nerelere gidersiniz? Mekan ismi vermek istemeyeceğinizi varsayarak, hangi semtleri tercih ettiğinizi söylerseniz de olur. Bir de gece hayatı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sever misiniz?
Cemre: Gece hayatını hiç saçma bulmam. Bence gayet de güzel bir şey... fakat hiçbir şekilde gece hayatım yok. Çünkü hiç zamanım yok. Şöyle düşünüyorum; benim yaşımdaki gençler, gece hayatını gerçekten seviyorlar mantıklı olarak; ama ben bütün gün çalışıyorum. Mesela bir sabah kalkıp 11:00 de dans dersine başlayıp, akşamüstü bitene kadar dans edip ondan sonra da röportajlar falan... E dolayısı ile de gece hayatı olmuyor, olamıyor. Onun yerine evde oturmak daha cazip geliyor. Fakat gündüzleri dışarı çıkmayı düşünüyorsam Etiler’de oturduğum için, oraya yakın yerleri tercih ediyorum.
Gülçin: Ben de genelde evde olmayı severim. Kendime zaman ayırmayı severim ama eğer zamanım olur ise Taksim’de takılmayı daha çok tercih ederim.
Taksim’de daha rahat mı hissediyorsun kendini?
Gülçin: Evet. Daha çok seçenek var. Ama daha çok Etiler’deyiz. Çünkü işlerimiz, mesela kuaförlerimiz orada... dans dersleri hep Etiler’de oluyor. Ayrı kalıyorum biraz yani. (gülüşmeler)
Eren: Gece hayatı...Imm... Çok fazla çıkmam ama arada bir çıkarım tabi. Gece hayatı güzel bir şey, ama ben normalden de az çıktığımı düşünüyorum geceleri. Zaman ve yorgunluk yüzünden bize kalan zamanı dinlenmekle geçiriyorum. Genelde de vakit geçirdiğim yerler de; Arnavutköy, Bebek, Etiler gibi yerler.
Daha sakin diye mi tercihin bu yönde?
Eren: Daha sakin evet...
Peki Yasemin, ya sen?
Yasemin: Cemre’nin dediği gibi gece hayatı güzel bir şey ama tabi çıkabilenler için. Gerçekten hiçbirimizin vakti yok ve olsa da çıkacak halimiz yok. Hani belki doğum günlerinde falan özel günlerde çıkılabiliyor. Onun dışında ben de Taksim’i çok seviyorum. Taksim’in içinde her çeşit insan ve her şey olduğu için... o karışıklık hoşuma gidiyor yani... ama geceleri Taksim biraz göreceli bir kavram halini alıyor. O nedenle gündüz daha cazip geliyor bana.
Web sayfanızın adresi nedir?
Yasemin:
www.gruphepsi.comPeki orada hepinizin ayrı ayrı e-maili yazıyor mu, yoksa tek bir adres üzerinden mi hayranlarınızla kontak kuruyorsunuz?
H.G: Tek bir e-mail adresimiz var.
Kim bakıyor peki gelen maillere?
Yasemin: Hepsi Grubu olarak cevap veriyoruz. Kişisel olarak cevap vermiyoruz; yani kişisel gelen maillere de Hepsi Grubu olarak cevap veriyoruz.
H.G: Forumlarımız var mesela... Onları sık sık takip ediyor, okuyoruz.
Foruma katılıyor musunuz peki?
Yasemin: Bire bir chat yapıyoruz onlarla çoğu zaman. Duyurular bölümünde yayınlanıyor.
Mesela haftanın hangi günleri ve saatleri on-line oluyorsunuz? Varmı böyle bir zaman?
Yasemin: Şu anda böyle bir planlama yapmadık. Rastgele ve vakit buldukça zaman ayırıyor ve ilgileniyoruz.
Bugüne kadar karşılaştığınız en garip soru yada sorular ne oldu sitede?
Yasemin: Boyumuzu çok merak ediyorlar mesela. İlk klibimizde midilliler olduğu için onları bazı insanlar gerçekten at zannedip bizim çok uzun olduğumuzu düşünüyorlarmış. En garibi buydu benim aklıma gelen... Bir keresinde de “memleketin neresi” diye bir soru gelmişti.
Pekala, internetle aranız nasıl?
Yasemin: Ben internetle baya haşır neşir oluyorum. Gezerim, severim yani interneti.
Eren: Genelde teknolojinin çok dışında bir insanım... evde bilgisayarım yok zaten. Kardeşim kullanır sadece. Ama mesela bir tane e-mail adresi alıp, aylarca bakmadığım oluyor. Kendi kendine gidiyor öyle. Sonra bir tane daha adres alıyorum. Şimdi kullandığımı da daha yeni aldım. Millete veriyorum e-mail adresimi bir şeyler yolluyorlardır belki ama ben bakmıyorum... pek internetle haşır neşir değilim yani.
Gülçin: Ben interneti seviyorum, özellikle eve geldiğim zaman çok yorgun olduğum için fiziksel bir şeyler yapamıyorum... oturup internette geziniyorum.
Ceren: Ben pek teknoloji özürlü değilim... Takip ediyorum. Teknolojik aletleri de merak edip kurcalarım. Bazen de bozabiliyorum tabi; ama yine de kurcalamaktan geri duramıyorum. İnternetle de ilgiliyimdir. Ama öyle hadi bugün neler olmuş, ne mail gelmiş falan türünde özel bir çabam yok. Arada bir eserse ilgileniyorum ve zaman ayırıyorum yani.
Klibinizin başlarken bir animasyon izliyoruz. Kimin fikri?
Ceren: Starium’un fikriydi animasyon şirketimizin yani.
Animasyondaki sesler size mi ait, seslendirmeyi siz mi yaptınız?
Ceren: Evet. (gülüşmeler) seslendirme bizim.
Gelecek projeler neler peki?
Gülçin: Şu anda yapacağımız şeylerden en yakın olanı konserlerimiz... Koreografımız Selahattin Kara, dünya çapında ünlü bir koreograf bu arada; Michel Jakson, Britney Spears, Lenny kravitz Madonna gibi birçok insanla çalışmış ve şimdi de bizimle birlikte çalışıyor... bizim için büyük bir şeref tabi bu...
Eren: Biz Türk olduğumuz için şanslıyız bu konuda... O nedenle çalışabiliyoruz onunla. Yoksa çok seçici...
Gülçin: Her şarkımıza koreografi yapıyoruz şu sıralar. Her gün yeni bir koreografi öğreniyoruz ve sürekli verdiğimiz konserlerde bunları sergiliyoruz.
Bir sonraki klip ne zaman peki? Planlama vardır mutlaka...
Gülçin: Dur dur! Belki olabilir diye düşünüyoruz. (gülüşmeler) “Dur dur” adlı parçaya çekilebilir diye düşünüyoruz; daha kesin değil ama... yaz sonu, Eylül belki...
Yurt dışı projeleri var mı peki?
Eren: Yurtdışı daha sonra ki plan... Ama “Olmaz Oğlan” adlı parçanın İngilizce versiyonu zaten yurtdışına gönderildi hatta Bulgaristan ve Kanada’da listelere bile girdi. Bulgaristan listesinde 1 numara oldu hatta... Radyo City Bulgaria diye Bulgaristan’ın bir radyosu bizimle telefon bağlantısı bile yaptı. Söz konusu İngilizce parçamıza bir de klip çektik, yurtdışındaki bazı müzik kanallarında yayınlanıyor hala. Hatta MTV de, kategorisinde 5 numaraya kadar da çıktı.
Peki bu parça Türkiye’de ekranlara taşınacak mı? Var mı bu konuda bir hazırlık?
Ceren:Türkiye’de düşünmedik açıkçası. Bu zaten şirketin bir araştırma politikasıydı. Bir deneme mahiyetinde hazırlandı bu çalışma. Ama uzun vadede böyle bir çalışma düşünüyoruz tabi daha kapsamlı olarak. Tabi tarih belirsiz...
Bizim Bulgaristan’da yaşayan Bulgar arkadaşlarımız var. Şarkınızdan onlar sayesinde haberdar olduk hatta. Ve dinlemek istediğimiz için de mp3 olarak bir kısmını kopya gönderdi.
H.G: Aaaa süper!..
Bulma şansı yok tabi Türkiye’deki hayranlarınızın...
H.G: Mp3 olarak yurtdışı kaynaklı bulunabilir sadece... başka türlüsü hayır...
Hepinize çok teşekkür ediyoruz; sıcak ve samimi; sohbet havasında bir söyleşi oldu...
H.G: Aynen... Biz de teşekkür ederiz...